5 Ara 2019

2020 Trend listesi

2020 Trend listesinde neler olmalı?

Artan miktarda veri, güvenli bir Avrupa Cloud’u (veri egemenliği), veri merkezlerinin hızlı modernizasyonu ve artan enerji tüketimi, Rittal'in bakış açısından 2020'deki BT/veri merkezi trendleridir. Örneğin, OCP teknolojisinin (Açık Bilişim Projesi) kullanımı ve ısı geri kazanımı, mevcut sorunlar için çözümler sunar.

 

IDC (Uluslararası Veri Kurumu) pazar araştırmacıları 2025'te insanların ve makinelerin 175 zeta bayt veri üretebileceklerini tahmin etmektedir. Geleneksel DVD'lere kaydedilmeleri halinde bu, her biri aya ulaşan 23 gümüş disk istifi eder. Ortalama yüzde 27'lik yıllık veri büyümesi, aynı zamanda IT altyapısına yönelik artan taleplere yol açacaktır.


Hemen hemen hiçbir şirket kendi veri depolamasını yılda üçte bir oranında artırmayı göze alamayacağından IT yöneticileri Cloud’un IT hizmetlerine giderek daha fazla güvenmektedir. İster saklama ister bilişim olsun, Cloud’a yönelik trend Almanya'da çoktan yaygınlaştı: ITK sektör birliği Bitkom ve KPMG tarafından 2019 yazında yayınlanan bir anket, dört şirketten üçünün halihazırda Cloud çözümlerini kullandığını gösterdi.


Ancak, üçüncü taraf Cloud çözümlerini kullananlar, şirket verileri üzerindeki kontrolün bir kısmından vazgeçmek zorunda kalmaktadır. Örneğin, ABD Cloud Kanunu (Verilerin Denizaşırı Kullanımına Dair Yasal Düzenleme), ABD yetkililerinin Cloud’da saklanan verilere erişmesine - veri belleğinin bulunduğu yerdeki yerel kanunlar bunu yasaklasa bile - olanak tanır.


“Tam dijitalleşme ve entegrasyona ayak uydurulması halinde gelecekte ekonomik başarı sürdürülebilir olacaktır. Şirketler, örneğin üretim ortamında gerçek zamanlı olarak, değer artışı için verilerini giderek daha fazla kullanacaktır” diyor Rittal International'ın CEO'su Dr. Karl-Ulrich Köhler. "Veri egemenliği, uluslararası rekabet gücü için kritik bir başarı faktörü haline gelmektedir" diyerek tamamlıyor Dr. Köhler.


Trend #1: Veri egemenliği


Bu nedenle, verilerin bağımsız şekilde kullanılması şirketler için önemli bir rekabet faktörü haline gelmektedir. Bu durum, veri güvenliğinin öncelikli olduğu tüm sektörler için geçerlidir ve bu verilerin analizi, sağlık, mobilite, bankacılık veya üretim sektörü gibi alanlarda iş başarısı için çok önemlidir. Şirketler, verilerini güvenli ve verimli bir şekilde işleme ve kendi veri merkezlerini modernize etme, Edge altyapılara yatırım yapma veya Cloud’u kullanma sorusuyla karşılaşmaktadır.


Federal Ekonomik İşler ve Enerji Bakanlığı'nın (BMWi) bir girişimi olan Avrupa’nın büyük ölçekli Gaia-X dijital projesinin 2020'de başlatılması planlanmaktadır. Amaç, endüstrinin güvenli biçimde dijitalleştirilmesi ve ağ iletişimi için ve yeni YZ uygulamalarının (yapay zeka) kullanımına temel olarak bir Avrupa Cloud’u oluşturmaktır. Bu bağlamda Fraunhofer Gesellschaft, “International Data Space” (uluslararası veri alanı) girişimini oluşturdu. Bu sanal veri alanı, şirketlerin güvenli şekilde veri alışverişini sağlar. Kendi çözümünüzün kurulu (Cloud) platformlarla uyumluluğu (birlikte çalışabilirlik) da sağlanır.


Bunun anlamı şudur: Açık Cloud-Stack’a sahip coğrafi olarak dağıtılmış daha küçük veri merkezleri, doğrudan verilerin üretildiği noktada ilk veri analizini gerçekleştiren ve sonraki analizler için Cloud’u kullanan yeni bir endüstriyel uygulama sınıfı oluşturabilir. Bunun için bir çözüm ONCITE’tır. Anahtar teslimi (Tak ve Üret) Edge Cloud veri merkezi, verileri doğrudan oluştuğu yerde saklar ve işler, böylece şirketler tüm tedarik zinciri boyunca ağ oluştururken veri egemenliğini korur.


Trend # 2: OCP ile veri merkezinde standardizasyon


İşlenecek veri hacmi istikrarlı bir şekilde arttığından, mevcut veri merkezlerinin hızlı modernizasyonu şirketler için giderek daha önemli hale gelmektedir. Genişleme için temel gereksinimler, standart hale getirilen teknoloji, düşük maliyetli işletim ve yüksek oranda ölçeklenebilir altyapıdır. IT kabininde merkezi doğru akım dağıtımına sahip OCP teknolojisi (Açık Bilişim Projesi) giderek daha fazla CIO için ilginç bir alternatif haline gelmektedir. Çünkü: Doğru akım bileşenleri ile maliyet optimizasyonu için yeni bir potansiyel ortaya çıkar. Tüm IT bileşenlerine, kabin başına n+1 güç kaynağı ile merkezi olarak enerji sağlanır. Böylece daha az güç kaynağı bulunduğundan verimli soğutma sağlanır. Aynı zamanda, OCP bileşenlerinin yüksek düzeyde standardizasyonu, bakım ve yedek parça yönetimini kolaylaştırır. Verimlilik kazancı, toplam elektriğin ortalama yüzde beşi civarındadır.


Rittal, OCP'nin 2020'de veri merkezinde tutarlı bir sistem platformu olarak yerleşmeye devam edeceğini tahmin etmektedir. Kabin soğutma, güç kaynağı veya izleme için yeni OCP ürünleri, doğru akım bileşenleriyle hızlı genişlemeyi mümkün kılacaktır. Ayrıca, yeni ürünler, güç kaynağının merkezi bir UPS tarafından güvence altına alındığı geleneksel bir merkezi acil durum güç kaynağı tasarımını destekleyecektir. Böylece, daha önce olduğu gibi artık her OCP kabin lityum iyon pillere dayalı bir UPS ile koruma gerekli olmayacaktır. Avantaj: OCP veri merkezindeki yangın yükü önemli ölçüde azalır.


Trend #3: Isı geri kazanımı ve doğrudan CPU soğutması


Veri merkezlerinden, çevreye atık ısı şeklinde büyük miktarda enerji yayılır. Veri merkezindeki performans yoğunluğu arttıkça, potansiyel olarak başka amaçlar için kullanılabilecek ısı miktarı da yükselir. Ancak şimdiye kadar atık ısının kullanımı çok pahalıydı, çünkü örneğin konumun hemen yakınında nadiren alıcılar bulunuyordu. Hava tabanlı IT soğutma sistemlerinin ürettiği gibi 40 derecelik atık ısı, ekonomik olarak kullanılamayacak kadar düşüktür.


Özellikle yüksek performanslı bilişim (HPC) alanında, BT kabinleri genellikle 50 kW'tan fazla yüksek ısı yükleri üretir. HPC için, suyla doğrudan işlemci soğutması, havayla soğutmadan önemli ölçüde daha verimlidir, bu nedenle 60 ila 65 derecelik geri dönüş sıcaklıkları mevcuttur. Bu sıcaklıklarda, örneğin tüketim suyunu ısıtmak veya ısı pompalarını kullanmak ve uzaktan ısıtma ağını beslemek mümkündür. Bununla birlikte, CIO'lar, doğrudan CPU su soğutması ile bile, bir BT kabinindeki atık ısının yalnızca yaklaşık yüzde 80'inin giderilebileceğine dikkat etmelidir. Kalan yüzde 20 için kabine ilişkin IT soğutması hala gereklidir.


Alman hükümetinin 2019 dijital zirvesinde ısı geri kazanımı konusu ilgili çalışma grubunda tartışıldı ve bu da büyük bir harekete geçme ihtiyacı olduğunu gösterdi. Bu nedenle Rittal, 2020'de önemli ölçüde daha fazla CIO'nun veri merkezinden daha önce kullanılmayan atık ısının ekonomik olarak nasıl kullanılabileceğiyle ilgileneceğini tahmin etmektedir.


Trend #4: Çoklu Cloud ortamlarının entegrasyonu


Şirketler, Cloud uygulamalarını ortak platformlarda ve istedikleri bir ülkede çalıştırabilecekleri güvenliğe ihtiyaç duyarlar. ,Bunun için bir birden fazla Cloud stratejisi gereklidir. Yönetimin bakış açısından bu, kendi kuruluşunuzun tamamen dijital bir şirkete dönüşeceği anlamına gelen stratejik bir karardır.


Kullanıcı deneyiminde mükemmellik, örneğin mümkün olan en düşük gecikme süresi yerinde ilgili kullanılabilirlik bölgeleri ("Availability Zone") ile garanti edilir. Başka bir deyişle: Şirketler, iş gereksinimlerine bağlı olarak hizmetleri için tüm dünyada bir veya daha fazla kullanılabilirlik bölgesi seçer. Katı veri koruma gereksinimlerine uyma, örneğin, ilgili hedef pazarda uzmanlaşmış bir yerel sağlayıcı aracılığıyla gerçekleştirilir. Tüm sağlayıcılara açık olan birden fazla Cloud stratejisi tam olarak şuna olanak tanır: Hiper ölçekleyicilerin işlevsel yoğunluğunun ve ölçeklenebilirliğinin Innovo Cloud gibi yerel ve özel sağlayıcıların veri güvenliği ile makul bir şekilde birleştirilmesi. Bir düğmeye basarak, bir gösterge panosunda, bir irtibat yetkilisi ile, bir fatura ile ve iş kararının verildiği o bir saniyede.


Bu, birden fazla Cloud stratejilerini önümüzdeki birkaç yıldaki mega trendlerden biri haline getirmektedir. Ekonomi, kendi sürekli entegrasyonu (CI) ve sürekli teslimat (CD) kanallarının hızını daha da artırmak için dijitalleşmeye yönelik daha fazla adım atacak ve Cloud bilişim mimarisi için tasarlanmış ve geliştirilmiş uygulamalar olan Cloud’a özgü teknolojileri kullanacaktır. Entegrasyon ve teslimat süreçlerinin otomasyonu daha sonra yazılımın hızlı, güvenilir ve tekrarlanabilir şekilde sağlanmasına ("dağıtımlar") olanak tanır.